HAKKIMIZDA
- ABOUT US
Halkların Köprüsü Derneği
Biz kimiz? Who are we?
Halkların Köprüsü Derneği, asıl olarak halklar arasında eşitlik, adalet ve özgürlük temelinde kamusal dostluk ve dayanışma kurmak üzere kurulmuştur. The founding principle of the Association of Bridging Between Peoples is to help create friendship and solidarity between peoples with emphasis on equality, justice and freedom.
Biz kendimizi bir sivil toplum örgütünden çok bir dayanışma grubu olarak tanımlıyoruz. Siyasi olandan uzak durmuyoruz. Çünkü yaşam ile siyaseti birbirinden koparmıyoruz ve yaşamdan yana tavır alıyoruz. We consider our association not merely as a non –governmental organization but more interms of coming together of volunteers as a group for solidarity and mutual cooperation. We also do not distance ourselves from what is deemed political, particularly because our concern for life is not disconnected from what is political and we stand for caring, for life.
Gönüllülükle, çıkar beklemeden ortaya koyduğumuz kollektif emek ile, toplumdaki birbirinden nefretin, korkunun ve yalnızlaşmanın üstesinden gelmeyi, çatışma gütmeyen, ötekine karşı konumlanmayan dostça bir siyaseti, dostça bir yaşamı; kamusal dostluğu yeşertmeye çalışıyoruz. We work, without seeking any individual benefit, on a totally voluntary basis and our collective effort aims to overcome social animosity, fear and isolation, to encourage a politics that avoids confrontation between people and peoples and against discriminating Otherness; we hope to establish public companionship.
Türkiye’nin büyük bir mülteci göçü ile karşılaşması ve İzmir’in kitlesel göç merkezi haline gelmesi nedeniyle mültecilerle ilgili çalışmalar yapmaya başladık. O gün bugün gördüğümüz, karşımıza çıkan, ulaştığımız hiç bir mülteciye arkamızı dönmedik. Turkey now has a very large refugee population and since İzmir has become a centre for mass migration, we began working with refugees; we have , since, never turned our back to a single refugee that we encountered or have been able to reach.
Bizim derneğimiz BM ya da AB için projeler hazırlamıyor. Projeciliğin yarı profesyonelliğe yol açtığını; amatör ruhu ve gönüllülüğü engellediğini düşünüyoruz. Gönüllülük bizi pazar ilişkilerinden, ürettiğimiz hizmetin pazar nesnesi olmasından, alınır satılır olmasından koruyor. Devlet (ler)den, ulusal ya da uluslararası hiçbir kurumdan nakdi yardım kabul etmiyoruz. Bağımsız ve sorgulayıcı bir pozisyonu korumayı önemsiyoruz. Gönüllülerin küçük bağışları ve üyelerin aidatları ile işlerimizi yapıyoruz. Our organization does not make projects for the UN or the EU. The reason for this is because we fear that undertaking projects may pave the way to a professionalism that could undermine our amateur and voluntary spirit. Our voluntary spirit disallows what we offer from getting engaged in market relations, from becoming a service that can be sold and bought in the market. We do not accept financial aid from states , national or international institutions. It is important for us to keep our independent and critical position. We maintain our work with the contribution of voluntary donations and the small subscription fees of our members.
Derneğimizde içinde hemşire, ebe, diş hekimi, sağlık memuru, diyetisyen, psikolog, hekim; sağlık çalışanlarından oluşan büyük bir sağlık grubu, saha taramaları için saha/sokak grubu, Arapça, Kürtçe ve Farsça bilen kişilerden oluşan tercüman grubu ve kültür-sanat grubu var. Yüzlerce gönüllü ile çok sayıda, çok farklı bölgelerde ve çok çeşitlilikte çalışmalar yaptık. Her sosyal kesimden ve meslek grubundan insanlar emek veriyor. Müzisyenler, tiyatrocular, avukatlar, öğretmenler, öğrenciler, işçiler, işsizler, akademisyenler… ve en önemlisi mülteciler var aramıza. Yönetim (yürütme) kurulu ayrıca toplanmıyor. Dernek çalışmaları herkese açık toplantılarla yürütülüyor. Toplantılara katılmak için üye olmak gerekmiyor. Üye olsun olmasın herkesin alınacak karalarda söz ve oy hakkı eşit. Herkesin kendi olarak, kendi kalarak, gücü yettiği kadar destek olduğu bir çalışma/üretim anlayışımız var. We have quite a large number of nurses, midwives, dentists, medical assistants, dieticians, psychologists and doctors who work with us to offer medical care; a group specifically working out on the streets; interpreters for Arabic, Kurdish and Farsi speakers; and a group for cultural and artistic activities. We have worked with hundreds of volunteers in various districts involving manifold activities. We have volunteers from every walk of life and profession: Musicians, actors and actresses, lawyers, teachers, labourers, unemployed, academics. . . and most important of all, refugees. It is not necessary to be a member inorder to take part in our meetings, our meetings are open to everyone, and decisions are taken not by an executive committee but by discussions open to all and are taken on the basis of majority vote where regardless of whether a member or not, everyone has an equal say and a right to vote. Our understanding is for each person to be and to remain true to who they are and to give support in their own individual capacity.
Yardımseverlik/hayırseverlik yerine dayanışmaya inanıyoruz. Hatta yardımseverliğin zararlı olduğunu düşünüyoruz. Zira, yardımseverlik, kişiseldir, geçicidir. Zayıf ve yoksulu bağımlı kılan ortamın oksijenidir. Varsıl ve güçlünün keyfine bağlıdır. Her zaman en doğru şekilde kullanılmayabilir. Ortak sosyal, ekonomik, politik kararlığın ve kamu çıkarının yerini alamaz. Ancak, tamamlayıcı olabilir. Bu yüzden bütün gücümüzle kamu otoritelerini görevlerini yapmak üzere harekete geçirmeye çalıştık. Yaptığımız her saha ve sağlık çalışmasını rapor halinde valiliğe, il sağlık müdürlüğüne, il halk sağlığı müdürlüğüne, AFAD’a… götürüp kayda geçirdik. Dilekçe yazdık! Yüzyüze görüştük… Sokağın bilgisini üretmek, kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve bilgiyi demokratikleştirmek için çaba gösterdik. We’d like to emphasize cooperation, companionship and solidarity over charity because we believe that charity, although important as a supplementary measure, on its own, in being personal and possibly transient, could merely rely on the arbitrary will of the powerful and the wealthy, while rendering the poor and the weak dependent on it; it may, therefore, even be harmful rather than helpful if it is misused and misdirected, becoming a substitute for public policy and social, economic and political decisiveness towards common good and public interest. In view of such concern, we have always tried to push public authorities to do their jobs without delay or negligence. We have prepared a report for every single fieldwork and healthwork that we conducted and had these reports sent to the mayor, to the health department, to the provincial department of public health, to the department of emergency and disaster management (AFAD). . .and had them registered. We have made petitions, public statements and press releases as well as having face to face meetings with the authorities. Our efforts aim at encouraging an awareness of what is going on in the streets and back alleys of our town, informing the public and democratizing knowledge.
Dayanışma hak temelli mücadeleye kabildir. Dayanışmak, sağlık hizmeti vermekten, gıda ve giysi dağıtmaktan ibaret değildir, dayanışmak mültecileri de içine almak, onlarla birlikte hareket etmektir. Mültecileri çaresiz mağdurlar olarak görmemek, onların sesini ve siyasetini desteklemektir. Onların öncülük ettiği hak arama eylemliliğine katılmak demektir. Mültecilerin kendi adına konuşmalarına imkan sağlamaya çalışmaktır. Devlet(ler)in dikey siyasetine angaje olmamaktır. Yaptıklarının siyasi sonuçlarını sorgulamaktır. Companionship and solidarity also encourage struggles for human rights since solidarity involves more than offering help concerning health issues and distributing food and clothes,; it means embracing refugees as one of us and being and acting together with them. It means not simply seeing them as helpless victims but hearing their voices and their stories, supporting their political efforts for rights and participating in their struggles. It means trying to find ways in which refugees can speak for themselves so that they can be heard in their own words. It means disengaging from hierarchical states’ policies and questioning them.
Biz, dayanışmayı insanlığın en eski ve en değerli kurumu olarak görüp, ‘’ezilenlerin nezaketi’’ olarak benimsiyoruz. We take ‘solidarity’ to be the oldest and most valuable convention of humanity, and we assume it as a “courtesy of the oppressed”.
KÜNYE - IMPRESSUM
Festival Direktörü -
Director of the festival
Ufuk Tambaş
Koordinatör - Coordinator
Emel Yuvayapan
Nuray Pehlivan
Organizasyon - Organization
Aytün Aytar
Berivan Akbey
Ceren Biröz
Çiçek Aktaş
Deniz Akkoç
Dilara Özpolat
Eser Ceylan
Osman Çakar
Önder Aktaş
Selcen Sakaoğlu
Serra Nuriye İstanbullu
Sevilay Yurdakurban
Sevin Yalçın
Sibel Akbaş
Şura Baykan Öztürk
Veli Çakabay
Yağmur Apa
Zeynep İlhan
Afiş İllüstrasyon - Poster/Illustration
Aslı Alpar
Grafik Tasarım - Graphic Design
Dilara Özpolat
Selcen Sakaoğlu
Simge Çırak Yıldırım
Çeviri / Altyazı - Translation / Subtitles
Bora Kalaycı
Dilan Kaya
Duru Güneş Yalçın
Ebru Tekin
Elçin Kurbanoğlu
Mehmet Ali Gök
Menekşe Uzbay
Özge Pehlivan
Tarkan Tufan
Toprak Gönül
Üstün Reinart
Zafer Yörük
Programa Göz Atın - Take a Look at the Program
Film ve söyleşilerin tarih ve saatlerini öğrenmek için tıklayın. Click to learn the dates and the time of the films and discussions